İş Kanunu’na göre işçi sayılan kişiler, aşağıda ifade edilen haklara sahiptir. İfade edilen haklardan istifade edilebilmesi için işçi ile işveren arasında kurulan iş sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması kural değildir. Yazılı iş sözleşmesi olmadan çalışan işçiler de yasal haklarını mahkeme yoluyla her zaman arama hakkını haizdir. Bu haklar şu şekilde sıralanabilir:
Ücret alma hakkı,
İş sağlığı ve güvenliğini talep etme hakkı,
Eşit muamele hakkı,
Ara dinlenme hakkı,
Fazla mesai ücret hakkı,
Esaslı değişiklikler için rıza göstermeme hakkı,
Belirli günler için izin hakkı.
Alt İşveren İşçi Hakları – Taşeron İşçi Hakları Nelerdir?
Alt işveren ve asıl işveren ilişkisi, yani taşeronluk ilişkisinde de işçilerin hakları korunmaktadır. Yasaya uygun bir asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu hallerde alt işveren, işçilerin iş akdinden, kanundan ve toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını yetiren getirmemişse ya da iş kazası meydana gelmişse, bu takdirde al işveren ve asıl işverenin müteselsil sorumluluğu bulunur. Yasalara aykırı asıl işveren ve alt işveren ilişkisi mevcut olduğunda ise müteselsil sorumluluk değil tek bir işverenin sorumluluğu mevcuttur. Bu işveren ise asıl işverendir. Dolayısıyla, kanuna aykırı şekildeki asıl işveren alt işveren ilişkisinde hak ihlallerinden yalnızca asıl işveren sorumlu tutulur.
Kadın İşçi Hakları Nelerdir?
Kadın işçiler; erkek işçilere göre biyolojik açıdan farklı olması (gebelik hali vs.) nedeniyle kanun koyucunun birtakım özel düzenlemelerine muhataptır. Söz gelimi; gebe işçilerin madenlerde çalıştırılamaması örnek olarak verilebilir. Bu tür istisna düzenlemeler haricinde kadın işçiler ile erkek işçiler arasında cinsiyete özgü ayrım söz konusu değildir. Kadın işçilere verilen haklar şu şekilde ifade edilebilir:
Süt izni, doğum izni gibi belirli izinlerde daha fazla izin hakkına sahiptir.
Kadın çalışan, evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içinde, evliliğini ispat etmek kaydıyla herhangi bir gerekçe göstermeksizin iş akdini feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilir.
İşten Çıkarılan İşçi Hangi Haklara Sahiptir?
İşten çıkarılan işçi, İş Kanunu ve sair mevzuat hükümleri gereğince bazı haklara sahiptir. Bu haklar, işten çıkarılan işçinin hangi hallerde işten çıkarıldığına ve somut olayın koşullarına göre şu şekilde sıralanabilir:
İş güvencesi mevcut bir iş yerinde haklı sebebe dayanılarak işten çıkarılma söz konusu ise bu takdirde fesih süreler ve geçerli sebep değerlendirilir. Bu tür bir durumda; kıdem tazminatı koşulları mevcut ise öncelikle kıdem tazminatına hak kazanılır. İhbar sürelerine uyulmadığı ya da ekonomik sebebe dayanılmadığı takdirde ise dava açmak suretiyle ihbar tazminatı talebi mümkündür. Bununla birlikte işe iade davası açılarak işe iade talebi de öne sürülebilir.
Haklı nedene dayanılarak işten çıkarma halinde işçi, dava açarak haklı sebebin gerçekleşmediğini ispat etmek suretiyle tazminat alma hakkına sahiptir. İşçinin, yasal haklarını etkin bir biçimde öne sürebilmesi ve sürecin arzu ettiği yönde sonuçlanması adına uzman bir iş hukuku avukatından hukuki yardım alması yararlı olacaktır.
İşsizlik Sigortası ve İşsizlik Maaşı
İşsizlik maaşı, kendi isteği ve kusuru dışında işinden ayrılan sigortalı işsizlere sağlanan bir güvence olup gereken şartları karşılayan her işçinin yararlanma hakkı bulunur. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamında şartları ifade edilen işsizlik ödeneğinden yararlanmak, başvuru sürecini, kesinti yapılabilecek halleri ve sair hususları öğrenmek için hukuki danışmanlık almak isabetli olacaktır.
İşçinin Ölümü Halinde Yakınlarının Sahip Olduğu Haklar
İşçinin ölmesi halinde mirasını reddetmeyen mirasçıları, işçinin kıdem tazminatı şartlarını karşılaması halinde dava açmak suretiyle kıdem tazminatını talep edebilir. Bunun yanı sıra, vefat eden işçinin fazla mesai alacağı mevcutsa bu ücretin de işveren tarafından işçinin mirasçılarına ödenmesi gerekir. İfade edilen alacakların yanı sıra TBK md.440 gereğince, yaşamını yitiren işçinin eşi ve reşit olmayan çocukları ölüm tazminatına hak kazanır.
İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk, Görevli ve Yetkili Mahkeme
İş Hukuku, işçi ve işveren arasında meydana gelebilecek bazı ihtilafların çözümü için doğrudan mahkeme yolunu değil arabuluculuk faaliyetini mecbur kılmıştır. Bu itibarla, arabuluculuk faaliyetinin dava şartı olduğunu ifade etmek gerekir.
İşçi ve işveren uyuşmazlıklarının geneli, İş Mahkemeleri eliyle çözüme kavuşturulur. Yani görevli mahkeme iş mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise seçimlik yetki gereğince gerek işçinin gerekse işverenin yerleşim yeri mahkemeleridir.
İş Hukukunda Zamanaşımı Süreleri
İş hukuku, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerini somut uyuşmazlığa göre ayrı ayrı düzenlemiştir. Ancak, ücret alacakları ve tazminatları için genellikle 5 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Yasal sürelerin bilinmesi ve süreler dahilinde hareket edilmesi son derece önemlidir. Bu noktada iş hukuku avukatı yardımı alınması, telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçilmesi açısından mühimdir.
Copyright 2024. Tüm Hakları Saklıdır.